İçeriğe geç

Kanıksama ne demek örnek ?

Kanıksama Nedir? Günlük Hayatta Karşımıza Çıkan Örneklerle Anlatıyoruz

Kanıksama, insanların sıkça karşılaştığı bir psikolojik olgu olsa da, çoğu zaman farkında olmadan bu sürecin içinde buluruz kendimizi. Peki, gerçekten ne demek bu “kanıksama”? Neden ve nasıl oluşur? Kanıksama, aslında bizim çevremizdeki olgulara karşı duyarsızlaşmamızı sağlayan bir süreçtir. Bu yazımızda, bu kavramı bilimsel bir bakış açısıyla ele alacak ve günlük hayatımızda nasıl karşımıza çıktığına dair örnekler sunacağız.

Kanıksama Nedir?

Kanıksama, psikolojide “habituation” olarak adlandırılan bir olgudur. İnsanların sürekli olarak karşılaştığı bir uyarana karşı duyarsızlaşması ve zaman içinde o uyarana verilen tepkinin zayıflaması sürecidir. Yani, başlangıçta bizi etkileyen bir şey, zamanla o kadar sık karşılaşıp tanıdık hale gelir ki, artık üzerinde fazla düşünmeden tepki veririz.

Bunun temelinde, beynimizin enerjiyi verimli kullanma çabası yatar. Beynimiz, sürekli aynı uyarana karşı verdiği tepkiyi “gereksiz” olarak algılar ve bu uyarana karşı tepkiyi zamanla azaltır. Bu, günlük yaşamımızda verimliliğimizi artıran bir mekanizma olabilir, ancak bazen bu süreç olumsuz etkiler yaratabilir.

Kanıksamanın Günlük Hayattaki Örnekleri

Hayatımızda, kanıksamanın etkilerini sıkça hissederiz. Bir örnekle açıklamak gerekirse; ilk kez bir reklamı izlediğimizde ya da duyduğumuzda, reklamın içeriği ya da sunumu hakkında çeşitli düşüncelerimiz olabilir. Ancak, aynı reklamı defalarca izledikten sonra, bu reklama karşı verdiğimiz tepki giderek zayıflar. Bu, reklamın ilgi çekiciliğini kaybetmesinden değil, beynimizin o reklama verdiği tepkinin giderek azaldığından kaynaklanır.

Bir başka örnek, şehir gürültüsüdür. İlk başlarda şehrin gürültüsü kulağımıza çok rahatsız edici gelebilir, ancak zamanla buna alışırız ve gürültüyü fark etmemeye başlarız. Bir süre sonra, o gürültü bizim için normal bir arka plan sesi haline gelir ve bu da kanıksamanın bir başka örneğidir.

Kanıksama ve Beynin Adaptasyon Süreci

Peki, beynimiz nasıl bu kadar hızlı adapte olabiliyor? Bilimsel araştırmalar, kanıksamanın beynin sinirsel plastisiteye dayalı bir süreç olduğunu göstermektedir. Yani, beyin sürekli uyarılan sinir ağlarını zamanla “güçsüzleştirir”. Bu, beyindeki nöronların iletişim kurma şeklini değiştirir ve bizi, sürekli karşılaştığımız uyarana karşı daha az hassas hale getirir.

Bu adaptasyon, hayatta kalma amacına hizmet eden bir mekanizma olarak evrimsel süreçlerde şekillenmiş olabilir. Ancak, günümüzün hızla değişen dünyasında bu durum her zaman faydalı olmayabilir. Örneğin, bir çalışmada, sosyal medya bildirimlerinin sürekli olarak artması ve aynı bildirimlere duyarsızlaşma durumu incelenmiştir. İnsanlar, başlangıçta bildirimlere aşırı tepki verirken, zamanla bu bildirimlere karşı duyarsızlaşır ve bu da sosyal medya kullanımının daha bağımlılık yapıcı hale gelmesine yol açar.

Kanıksama ve Sosyal Etkileşimler

Kanıksama sadece çevresel uyarıcılarla sınırlı değildir, sosyal etkileşimlerimizde de karşımıza çıkar. Örneğin, sevdiğimiz bir arkadaşımız bir noktada sürekli olarak aynı şikayetleri etmeye başlar. İlk başta bu durum bizi rahatsız edebilir, ancak zamanla buna alışır ve bu şikayetlere karşı duyarsızlaşırız. Aynı şekilde, romantik ilişkilerde de, partnerimizin bazı davranışlarına zamanla kanıksayabiliriz.

Kanıksamanın Olumsuz Etkileri

Kanıksama her zaman zararsız bir süreç olmayabilir. Birçok araştırma, bireylerin duygusal uyarıcılara karşı duyarsızlaşmasının, psikolojik rahatsızlıklara yol açabileceğini ortaya koymaktadır. Örneğin, travmatik bir olay sonrasında, kişilerin yaşadığı yoğun duygusal tepkiler zamanla zayıflayabilir ve bu durum, kişilerin duygusal iyileşme süreçlerini geciktirebilir.

Aynı şekilde, insanların sosyal ilişkilerdeki duyarsızlaşması, empati eksikliğine neden olabilir. Kanıksama, kişilerin duygusal bağlarını zayıflatabilir ve onları daha soğuk ve uzak hale getirebilir.

Kanıksamanın Olumlu Yanları

Elbette, kanıksamanın olumlu yanları da vardır. Beynimiz sürekli aynı uyarıcılara tepki vermek yerine daha önemli ve yeni bilgilere odaklanabilir. Bu süreç, hayatta kalma amacı güdülen doğal bir adaptasyon olduğu için, önceden tanıdık olan şeylere karşı duyarsızlaşmamız, beynimizin kaynaklarını verimli kullanmasına yardımcı olabilir.

Sonuç

Kanıksama, beynimizin çevremizdeki dünyaya nasıl adapte olduğunu ve bu adaptasyonun nasıl zamanla duygusal tepkilerimizi etkilediğini gösteren ilginç bir olgudur. Sürekli karşılaştığımız uyarıcılara karşı verdiğimiz tepkinin azalması, hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu yüzden, bazı durumlarda değişime ve yeniliğe daha duyarlı olmak önemli olabilir.

Peki siz, kanıksamanın hayatınızı nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz? Yaşadığınız çevredeki uyarıcılara karşı verdiğiniz tepkiniz zamanla nasıl değişti?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort
Sitemap
prop money