Kaburga Kayması Nasıl Geçer? Bir Genç Yetişkinin Hikayesi
Bir sabah, Kayseri’de her şey normaldi. Havanın hafif soğuk olduğu, akşamdan kalan rüzgarın saçlarımda dans ettiği, sokakta birkaç yaşlı teyzenin kahvaltı için pazara gittiği o sıradan sabah… Ama işte, ben o sabahı asla unutamayacağım. Kaburgalarımda garip bir his vardı. Ama o an, hayatımın en garip, en acı verici ve en öğretici anı olduğunu bilmeden, sadece bir şeylerin ters gittiğini düşündüm.
O Acı Başlangıç
Sabah yataktan kalkarken ilk fark ettiğim şey, bir adım atarken sağ omuzumun biraz daha fazla sızlamasıydı. Gözlerim yarı uyku haliyle bir anda odanın içinde gezindi. Hemen “Acaba yatarken bir şey mi yaptım?” diye geçirdim içimden. Ama ne kadar düşündüysem, hiçbir şey hatırlamadım. Yine de işte o an, o sızlamayı hissedince bir şeyler oldu içimde. O anki his tarif edilemezdi; ama bir tür içgüdüsel bir “Bu farklı” duygusuyla bedenimi dinlemeye başladım.
Sonra, kaburgalarımda, sanki bir şey kaymış gibi bir his hissettim. “Hayır, böyle şeyler başıma gelmez!” diye düşündüm. Ama birkaç dakika içinde daha belirginleşen o acı, içimdeki güvensizliği büyütüyordu. Sanki bir şey yerinden oynamıştı, yerinden kaymıştı. O an kalbim gerçekten panik yapmaya başlamıştı. Kendimi yere otururken buldum. “Kaburga kayması nasıl geçer?” diye sesli bir şekilde sordum. Ama cevap ne yazık ki gelmedi. O an, hayatın bazen öyle anlarla karşımıza çıktığını fark ettim ki, soruların bazen hemen cevabı yoktur.
Acı ve Hayal Kırıklığı
İlk başta düşündüm ki belki birkaç saat sonra geçer. Hani genellikle, o sıradan ağrılar vardır ya, birkaç dakika bekleyince kaybolur. Ama o anın üzerinde düşünürken, kaybolmadığını fark ettim. Her şeyin daha zorlaşacağını o zaman anlamıştım. Ne de olsa kaburgalarım, nefes almak, düzgün oturmak, hareket etmek gibi basit ama önemli şeyleri etkileyebilirdi. Zaten o kadar doğal bir şeydi ki, en basit hareketler bile bana acı veriyordu. İçimden “Benimle dalga mı geçiyorsun?” diye sormaktan kendimi alamadım. Neden hep böyle olur? Neden insanın yaşadığı en masum anlardan biri bir anda en acı verici hale gelir?
Birkaç saat sonra, acı şiddetini arttırdı. Hemen en yakındaki hastaneye gitmeye karar verdim. Orada biraz bekledim, sonra doktor kaburgalarımı inceledi. Kaburga kayması dedikleri şey tam olarak ne olduğunu öğrendim. O an doktorun söyledikleriyle, kendi içimdeki düşünceler birbirine karıştı. Hangi noktada kaymış olabilirdi ki? Ya da, “Bunu düzeltmek için ne yapmalıyım?” diye düşündüm. O kadar hayal kırıklığına uğramıştım ki, içimdeki çaresizlikle birlikte korku da yoğunlaşmıştı. Bu tür şeyler bana neden olurdu? Hani ben her zaman dikkatli olurdum.
Kaburga Kayması ve Umut
Bir süre boyunca vücudumun iyileşmesi için doktorun verdiği tedavi yöntemlerini uyguladım. Egzersizler, bazı özel duruş pozisyonları, ısınma hareketleri… Ama asıl önemli olan şey, umuttu. Evet, belki biraz garip bir bakış açısı olabilir ama gerçekten de umut, beni hayatta tutan tek şeydi. Her gün biraz daha iyi hissediyordum. Kaburga kayması nasıl geçer, diye sordum, ama bir süre sonra fark ettim ki bu sorunun cevabı sadece tedaviyle değil, zamanla da bir ilgisi vardı.
Bir gün, sızlamaların geçtiğini fark ettiğimde, içimdeki rahatlamayı kelimelerle anlatmak zor oldu. Hayat bazen öyle zorlayıcı, öyle karmaşık oluyor ki, bir anda her şey yerli yerine oturduğunda, insanın o eski acıyı hatırlaması bile zorlaşıyor. Belki de iyileşmek, sadece fiziksel değil, duygusal bir süreçti.
Hayatın Sürükleyici Yanı
Bu süreç bana çok şey öğretti. Kaburga kayması, fiziksel olarak acı verse de, aslında daha büyük bir anlam taşımadığını fark ettim. Hayat, insana bazen o kadar ağır gelir ki, basit bir ağrı bile insanın ruhunda yankı yapar. Ama bir şekilde geçer. Kaburga kayması nasıl geçer diye sorarken, zamanın ve sabrın da ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Acı zamanla geçiyor, ama içsel huzur, bir insanın kendini kabul etmesiyle büyüyor. Öyleyse, kaburgam kaymış olabilir ama içimdeki dengeyi kaybetmedim.
Şimdi, her nefes alışımda, o sabahın hatırasına gülümsüyorum. Çünkü bir gün iyileştim. Ve hayatta, bazen acıyı yaşamak, bir başka gün daha güçlü olmanı sağlıyor.