Güvenlik Görevlisi Kaç Yıl? – Zamanın, Emek ve Varlığın Felsefesi
Bir Filozofun Gözünden: “Kaç Yıl?” Sorusu Ne Anlama Gelir?
Bir güvenlik görevlisinin “kaç yıl” çalıştığı ya da çalışacağı sorusu, görünürde basit bir istihdam meselesi gibi durur. Ancak felsefi açıdan bu soru, zamanın doğasıyla, insan emeğinin anlamıyla ve varlığın öz değeriyle doğrudan ilişkilidir. “Kaç yıl?” aslında bir ölçüdür; fakat bu ölçü, insanın kendi varoluşunu nasıl anlamlandırdığına bağlı olarak yalnızca bir sayı ya da bir yaşam biçimi olabilir. Epistemoloji açısından, bu soruya verilecek her cevap, bilgiye ve gerçekliğe bakışımızı da belirler: Bir görevlilik “kaç yıl sürer” sorusu, aynı zamanda “bir görevin bilgisi nasıl bilinir” demektir.
Epistemolojik Perspektif: Bilginin Süresi mi, Anlamı mı?
Epistemoloji, yani bilginin felsefesi, bize şunu sorar: Güvenlik görevlisi kaç yıl çalışır? derken, biz gerçekten neyi bilmek istiyoruz?
Bu sorunun cevabı, yalnızca mevzuatın belirlediği çalışma süresi değil; bireyin kendi emeğini ve zamanını nasıl kavradığıyla ilgilidir.
Bilgi burada ikiye ayrılır: biri dışsal, diğeri içsel bilgidir.
Dışsal bilgi, yönetmeliklerin, kurumların, insan kaynaklarının belirlediği sürelerdir.
İçsel bilgi ise insanın kendine sorduğu o derin sorudur: “Ben bu zamanı nasıl yaşıyorum?”
Bir güvenlik görevlisi, gece nöbetlerinde zamanla bir olur; dakikalar yavaşlar, sessizlik derinleşir. Bu bilgi, deneyimle doğrudan kazanılan bir bilgidir. Epistemolojik olarak “kaç yıl” sorusu, bir ölçümden çok bir farkındalık biçimidir: Zamanın içinden geçmek mi, yoksa onunla birlikte yaşamak mı?
Etik Perspektif: Görevin Ahlakı ve İnsan Onuru
Etik, eylemin değerini sorgular.
Bir güvenlik görevlisinin görevi, sadece korumak değildir; görünmez bir etik düzenin içinde yer almaktır.
Bir güvenlik görevlisi “kaç yıl” görev yaparsa yapsın, yaptığı işin değeri yıl sayısında değil, gösterdiği özende, sorumlulukta ve insani duruşta yatar.
Bu noktada etik bir soru doğar: Bir insanın emeğini yıl ile ölçmek, o emeğin onuruna zarar verir mi?
Filozof Kant’ın “insanı araç değil, amaç olarak görmek gerekir” ilkesine göre, güvenlik görevlisinin değeri süreyle değil, varoluşuyla ölçülür. Her geçen yıl, onun sadece yaşlanması değil; aynı zamanda deneyim, sabır ve içsel disiplin kazanmasıdır.
Etik bir bakış, “kaç yıl”ın değil, “nasıl yaşandı”nın hesabını tutar.
Ontolojik Perspektif: Zamanın İçinde Varlık
Ontoloji, yani varlık felsefesi, “var olmak ne demektir?” sorusunu sorar.
Bir güvenlik görevlisi için bu soru, nöbetin sessiz saatlerinde somutlaşır: Ben burada neden varım? Bu bekleyişin anlamı nedir?
Ontolojik olarak, beklemek de bir varoluş biçimidir.
Bekleyen insan, zamanı korur.
Koruduğu yalnızca mekân değildir; aynı zamanda düzen, huzur ve güven duygusudur.
Bu varoluş hali, Heidegger’in “dasein” yani “orada-olma” kavramına benzer.
Bir güvenlik görevlisi, “orada olma”nın somut temsilidir: orada olmasa sistem çöker, ama varlığı fark edilmez. Ontolojik yalnızlık ile görev bilinci arasındaki bu denge, mesleğin felsefi derinliğini oluşturur.
Zamanın Dairesinde İnsan
Zaman, bir çizgi değil, bir döngüdür.
Bir güvenlik görevlisi için yıl kavramı, nöbetlerin, vardiyaların, geçici görevlerin iç içe geçtiği bir dairedir.
Her yıl, bir öncekine benzer ama hiçbir yıl tamamen aynı değildir.
Bu nedenle “kaç yıl” sorusu, aynı zamanda “zamanın seni nasıl değiştirdi?” sorusudur. Zaman, sadece geçmez; insanı dönüştürür.
Düşünsel Bir Soru
Peki gerçekten sormalı mıyız: “Güvenlik görevlisi kaç yıl çalışır?”
Yoksa şu soruyu mu sormalıyız:
“Bir güvenlik görevlisi, yıllar içinde ne kadar ‘insan’ kalabilir?”
Bu soru, felsefenin özüdür: Bilmekten çok, anlamak.
Yıllar biriktikçe bilgi artar ama anlam, sadece farkındalıkla çoğalır.
Sonuç: Süre mi, Değer mi?
Bir güvenlik görevlisinin kaç yıl çalıştığı, sayılabilir bir bilgi olabilir.
Ancak o yılların içinde yaşanan sessizlik, gözlem, sabır ve insanlık hâlleri — sayıya sığmaz.
Etik olarak değerlendirildiğinde, her yıl bir karakter sınavıdır.
Epistemolojik olarak, her nöbet bir bilgelik anıdır.
Ontolojik olarak, her bekleyiş bir varoluş deneyimidir.
Belki de en doğru cevap şudur: Güvenlik görevlisi, kaç yıl çalışırsa çalışsın, asıl görevi “zamanın anlamını korumaktır.”
Ve bu, bir ömür sürer.